İNSANIN ANLAM ARAYIŞI
YAZAR: Viktor E. Frankl (26 Mart 1905 – 2 Eylül 1997),
Avusturyalı nörolog ve psikiyatr. Frankl, 1933-1937 yılları arasında Viyana Üniversitesi’nin psikoloji kliniğinde psikiyatr olarak çalışmış, 1939 senesinde Viyana’daki Rotschild Hastanesi’nin Nöroloji Bölümü Başkanı olmuştur. Varoluşçu psikolojinin bir şekli olan ve “Psikoterapinin Üçüncü Viyana Okulu” olarak da bilinen logoterapinin kurucusudur. Avusturya’da Yahudilere yönelik yapılan uygulamalar sonucu bütün ailesi ile birlikte tutuklanmıştır. Milyonlarca insanın öldüğü kamplardan kurtulan Frankl, deneyimleri ile harmanladığı psikoloji görüşü ile Varoluşsal terapinin en önemli isimlerinden biri olmuştur.
Dr. Frankl, ikinci dünya savaşı sırasında 4 milyondan fazla tutsağın imha edildiği Auschwitz, Nazi toplama kamplarında yaşadığı mücadeleyi, tanık olduklarını ve bu esnada hayatta kalabilmek için geliştirdiği Logoterapiyi, kitabında çarpıcı bir dille anlatmaktadır.
30’un üzerinde dile çevrilip, en çok satanlar listesine girebilen kitap, bu denli yaşanmışlığı her an yaşanıyormuşçasına dokunaklı aktarırken, derin izleri de peşinden sürüklemektedir.
HASTA TOPLUMLAR
YAZAR: Robert B. Edgerton (28 Kasım 1931 – Temmuz 2016)
Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde (UCLA) psikoloji ve kültür antropolojisi alanında ders veren Amerikalı Profesör Edgerton, ilk çağlardan itibaren oluşan toplumların sahip oldukları değerleri, gelenek ve görenekleri günümüz toplumları ile kıyaslayarak sosyal ve psikolojik tespitlerini bu kitapta ortaya koymuştur.
Kendi toplumumuz dahil bütün toplumlarda bir kültürün barındırdığı gelenek ve görenekler genelde eleştiriden uzaktır. İnsanlar kültürleri karşılaştırmayı sevmezler çünkü bir kültür var olmuşsa ve olmaya da devam ediyorsa, bu kültürün barındırdığı gelenek ve görenekler oturmuştur, köklüdür ve insanlar memnundur diye düşünülür. Bu anlamda Edgerton okuyucuya şu soruyu sormaktadır. “Bir toplumun gelenekleri ve görenekleri her zaman ve her yerde o toplumun yararına mı çalışır?”
Edgerton, yıllarca süren araştırma ve gözlemlerin sonucunda toplumların devam eden gelenek ve göreneklerinin her zaman toplumun yararına olmadığını, bazı durumlarda gelenek ve göreneklerin bir toplumu hasta edip öldürdüğünü, yok ettiğini gözlemlemiştir.
KİTLE HAREKETLERİ
YAZAR: Eric Hoffer (25 Temmuz 1902 – 21 Mayıs 1983)
Hoffer, New York’da Alman Yahudisi göçmeni bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş ve altı yaşında bilinmeyen tıbbi sebeplerle kör olmuştur. On beş yaşında yine bilinmeyen sebeplerle görmeye başlayan Hoffer, yeniden kör olabilme endişesiyle olabildiğince okumaya çalışmıştır.
Eric Hoffer, kitle hareketlerinin anatomisi ele alıp incelediği bu kitabında, Amerikan toplumunun yaşamından hareketle, toplumların ilerlemesi ve kendi yararına yönetilmesi için ünlü liderlere ihtiyaç bulunmadığını; ancak, şehirleşme, yoksulluk ve daha iyi bir yaşam için mücadele gibi dönem ve koşullarda insan aklı hırslı ve sinirli olmakta, buradan beslenen kitle hareketleri, kesin inançları beslemekte; bu da, bunları manipüle etmek isteyen lider ve diktatörlerin işine geldiğine işaret etmektedir.
“İnsanların ölümü göze almaları, sahip oldukları şeyler uğruna değil, daha çok gelecekte sahip olacakları şeyler uğrunadır.” Hareket liderleri müntesiplerini henüz olmayan şeylere inandırarak onlardan ölümü göze almalarını isteyebilmektedir. Bu bağlamda şunu da söylemek gerekir: Hiçbir lider temelden, hiç yoktan bir hareket oluşturamaz. Zaten yakılmış olan bir ateş vardır, lider sadece eline meşaleyi alıp insanların kendisini takip etmesini bekler.”
Time Dergisi tarafından Yirminci Yüzyılın En Etkili Kitaplarından kabul edilen Kitle Hareketleri, kitlelerin hareketi meselesi gibi oldukça karmaşık ve zor bir meseleyi yalın bir şekilde açıklamaya çalışmıştır.
ÖZGÜRLÜKTEN KAÇIŞ
YAZAR: Erich Fromm (23 Mart 1900 – 18 Mart 1980)
Fromm, Musevi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist ve sosyologdur. Ruh bilimine Marksist – Sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir.
Çağdaş insan için özgürlüğün anlamı nedir? İnsan neden kendi özgürlüğünü diktatörlerin eline bırakmakta ve bir robot gibi yaşamaya razı olmaktadır? Özgürlüğüne sahip çıkamayan insan, biyolojik olarak bir canlı olmasına karşın, ruhsal açıdan bir robot gibidir. Zihinsel ve coşkusal yetenekleri körelmiştir, canlı değildir artık. Yeni ve kalıcı hiçbir şey üretemez.
Çağdaş toplumlarda birey, kendi yazgısıyla baş başa bırakılmakta bu da kendisine korku ve güçsüzlükten başka bir şey getirmemektedir. Kendini içinde yaşadığı dünyadan ve toplumdan soyutlanmış duyan bireyler gittikçe çaresizleşerek yeni diktatörlüklere, totaliter yönetimlere verimli bir zemin oluşturmaktadır. İşte Dr. Fromm, bu çok önemli konuyu bilimsel yöntemlerle inceleyerek, herkesin anlayacağı bir dille gözler önüne sermektedir.
VİCDAN ZORBALIĞA KARŞI
Yazar: Stefan Zweig (28 Kasım 1881 – 23 Şubat 1942)
Zweig, roman, uzun öykü, tiyatro, deneme, şiir, seyahat, anı türlerinde yirmiden fazla eser vermiştir. Yazdığı biyografiler ile ünlenmiştir. Nazilerin Avusturya’yı işgal etmesi sonucunu ülkesini terk etmek zorunda kalan yazarın eserleri birçok dile çevrilmiş ve milyonlarca insan tarafından okunmuştur. Avrupa’nın içine düştüğü duruma dayanamayarak 1942 yılında karısıyla birlikte intihar etmiştir.
Zweig bu kitabında kendi halinde dinini yaşayan bir adamın aldığı güçle nasıl bir tiran haline dönüştüğünü, herkesin kendisi gibi yaşaması için kurduğu baskı ortamını anlatmaktadır. Din üzerinden tiranlığın sistematik olarak kuruluşu, toplumun kabullenişi, bir adım öteye giderek insanların despotizmin hizmetine girmesi ve sonunda da güzel olan her şeyin kökünden sökülmesi ve yenilerinin ekilmesinin nasıl önüne geçildiği buz gibi bir yalınlıkla kitapta anlatılmaktadır.